7 Ocak 2012 Cumartesi
David Snodin: Iago
Eser, William Shakespeare'in Othello Trajedisinden ilham alınarak
yazılmış bir roman. O nedenle once sizlere trajedinin kendisini kısaca
ozetlemek isterim;
Kıskançlık nedir?.. Bir düşünün...
Kıskançlık duygusu, seven bir insana neler yaptırabilir?
Sevgiliye hediye edilen küçük bir mendil, namus simgesi olabilir mi?
Kıskançlık duygusu, aşk ve sevgiyi yok edecek kadar güçlü müdür?
Kıskançlık duygusu, âşığın gözlerini kör edip ona her türlü kötülüğü
yaptırabilir mi?
Kıskançlık duygusu, sevdiğiniz insanı boğarak öldürecek kadar sizi
vahşileştirebilir mi?
Sevdiğiniz bir insanın ihanet ettiği kuşkusu sizi ne kadar derinden yaralar?
David Snodin'in Iago adli eserinde ise Shakespeare'in Othello'sunda
herşeyi birbirine katan, olayı kan gölünü çeviren kötü adamı Iago'yu
konu alıyor ve okuyucuyu Shakespeare'in Otello'sunun bittiği yerde
başlayan unutulmaz bir maceraya götürüyor.
Aşk acısı çeken, geçmişte yaptıklarından ötürü azap duyan,
Shakespeare'in en karmaşık ve en kötü kahramanı, bu romanda muhteşem
bir anlatımla karşımıza çıkıyor. Romanda iki ezeli düşman karşı
karşıya geliyor.Biri Venediğin en güçlü adamlarından olan ve
Desemona'nın babası Branbatio, diğeri ise cinayetle suçlanan Çavuş
Iago. Moor olarak bilinen Kıbrıs valisi ve onun güzel genç eşi
Desdomona'nın cinayetiyle suçlannınca Kıbrıs'tan kaçan Iago,
İtalya'nın en büyük şehrinde engiziyon mahkemesi başkanı olan ve II
Terrible olarak da bilinen Annibale Malipiero nun karşısına
sorgulanmaya çıkarılır.
Malipiero, sorgulama sırasında mahkumlara meslektaşlarının yaptığı
işkenceden nefret etmektedir. Onun asıl saplantısı kötülüğün doğası
ile ilgilidir. Bir adamı katil kılan, o dürtünün ne olduğunu bulmaya
özlem duymaktadır? Iago yalnızca bir psikopat mıydı? Malipiero,
Iago'ya işkence etmekle aradığı soruların cevabını alamayacağını
biliyordu. Ama belki de gerçeği öğrenmenin daha cüretkar ve
alışılmadık başka bir yolu olabilir miydi. . .
Iago, coşkulu, yaratıcı, heyecan verici, karmaşık, zengin ve
eğlenceli, Shakespeare hayranlarını büyüleyecek.Tarihi roman seven
herkese hitap eden bir kitap. Iago, yepyeni bir edebi sesin ortaya
çıkmasına işaret ediyor. İlgilenen yayıncılarımıza duyurulur.
Kitapta çok kısa bir bölüm halinde Osmanlılardan da soz ediyor.
Osmanlı donanmasının Kıbrıs'a yaklaştığı haberi alınınca, Venedikli
bir senatörün dediği gibi, 'Türkler için Kıbrıs'ın önemi'
bilindiğinden, Desdemona ile yeni evlenen Othello, adayı savunmak
üzere hemen oraya gönderilir. Ne var ki, Shakespeare'in amacı, 1570'te
İkinci Selim'in Kıbrıs'ı Venediklilerin elinden almasıyla sonuçlanan
tarihsel olayı anlatmak değil, Othello'nun böylesi önemli bir göreve
atanacak kadar büyük bir komutan olduğunu belirtmektir."
Othello ile ilgili kısa bir not;
Othello oyununda "aşk" teması da önemlidir. Mağripli zenci bir komutan
olan Othello ile Venedikli bir soylunun kızı olan Desdemona arasında
yaşanan, ihanet kuşkusu yüzünden cinayet ve intiharla sonuçlanan acı,
hüzünlü, trajik bir aşktır bu. Desdemona melek kadar saf, iyi kalpli
bir kızdır. Venedik'in soylularından Sinyor Brabantio'nun kızıdır.
Barabantio, sık sık evine çağırır Mağripli zenci komutan Othello'yu.
Katıldığı savaşları, başından geçen tehlikeli olayları anlatmasını
ister ondan. Genç bir kız olan Desdemona da büyük bir heyecanla dinler
Othello'yu, başından geçenler yüzünden ona acır. Othello, genç kızın
hayallerinin kahramanı oluverir. Desdemona, maceralarını dinlediği,
başına gelenlerden dolayı acıdığı bu komutana gönlünü kaptırır. Bir
gece Desdemona gizlice evden kaçar, Othello ile evlenir.
Desdemona Venedikli beyaz bir kızdır. Soylu bir ailesi vardır.
Desdemona'yı Venedik'in soylularından, zenginlerinden pek çok kişi
istemiş, fakat o hiçbiriyle evlenmeyi kabul etmemiştir. Yüreğinin
sesini dinlemiş, her türlü zorluğu göze almış, kendi soyundan olmayan,
kendinden yaşlı, zenci bir komutanla evlenmiştir. İnsan birine
gerçekten âşık olursa, tutulursa, hiçbir şeyi umursamaz, hiçbir şeyden
korkmaz. Âşığın gözü karadır. Tek bir arzusu vardır: Sevdiğine
kavuşmak. Desdemona da öyle yapar, ne toplumun baskısına ne de
babasının karşı çıkmasına boyun eğer. Kalbinin sesini dinler,
sevgisine güvenir. Senato salonunda babasını sevip saydığını ancak,
bundan böyle kocasını daha üstün tutacağını söyler. Othello, Düka
tarafından Osmanlı saldırısına karşı Kıbrıs'ı korumakla
görevlendirilir. Desdemona bu ayrılığı göze alamaz, kocasının yanında
Kıbrıs'a gitmek için Düka'dan izin ister. Düka'nın karşısında
Desdemona'yı konuşturan güç, aşktır elbette. Gerçekte Kıbrıs'a gitmek
demek, Venedik'teki rahat yaşantıyı geride bırakmak, savaşa gitmek,
ölüme koşmak, kısaca canından geçmek demektir. Desdemona için
sevdiğinden ayrı rahat ve huzur içinde yaşamaktansa, sevdiği insanın
yanı başında can vermek daha üstündür.
Shakespeare bu oyununda "ırkçılık" teması üzerinde de önemle durmuş,
dört asır önce Venedik toplumunda zenci insanların sırf renklerinden
dolayı aşağılanmasını eleştirel bir yaklaşımla yansıtmıştır. Bir
insandan sırf derisinin renginden dolayı nefret etmek, büyük bir
saçmalıktır. İnsanlar yaptıklarıyla, davranışlarıyla, kişilikleriyle
değer kazanırlar. Venedikli bir soylu olan Sinyor Brabantio, kızıyla
evleninceye kadar yiğit komutan Othello'yu çok sever, ona saygı
gösterir. Ancak iş kızını vermeye gelince, sevginin yerini nefretle
karışık bir aşağılama duygusu alır. Komutan Othello'nun tek suçu zenci
olmasıdır. Eğer bir zenci değil de beyaz bir Venedikli olsaydı,
Brabantio'nun çok sevdiği, saygı gösterdiği bir damat olması işten
bile değildi. Othello, kendisini Venedik halkına adamış, yıllarca
Venedik devleti için savaşmış, canını hiçe saymış, kahraman bir
komutan olmasına rağmen Brabantio'dan çok ağır, çok aşağılayıcı, kin
ve nefret dolu laflar duyar. Bir zenci olduğu için beyaz bir kadınla
evlenmeye hakkı yoktur. Bu durum, yiğit Othello'nun çok ağırına gider.
Oyunun en kötü kişisi olan Iago, Othello'nun zenciliğini kötü yönde
kullanır. Desdemona gibi beyaz, genç ve güzel bir kızın kendi soyundan
bir erkekle değil de Othello gibi zenci biriyle evlenmesinin insan
doğasına aykırı olduğunu, bir süre sonra kendi ırkından beyaz bir
erkeği canının çekeceğini söyleyerek komutanını huzursuz eder.
Venedik'in en soylu ailelerinden Senatör Brabantio'nun güzeller
güzeli, melek huylu, gencecik kızı Desdemona ile Othello'yu birbirine
bağlayan sevdanın bir felaketle sonuçlanmasının tek nedeni,
Othello'nun, Iago'nun kara çalmalarıdır. Gizlice kıyılan nikah açığa
çıkınca, çevredekilerin gösterdikleri tepki, Othello'yu sarsmış,
yaralamıştır mutlaka. Çünkü Othello, Venedik'in hizmetinde çalışan bir
yabancıdır, Desdemona'dan çok daha yaşlıdır ve en önemlisi, bir
zencidir. Othello aynı zamanda yiğittir, soyludur. Ataları arasında
krallar olan ünlü bir askerdir. Devlet tehlikeye düşünce, Venedikli
bir komutan değil, Othello gönderilir Kıbrıs'a."
Oyunda üzerinde durulan diğer bir tema ise "aşırı güven duygusunun
zararları"dır. Othello, çavuşu Iago'ya aşırı derecede güvenir, onun
namuslu ve dürüst bir insan olduğuna inanır. Iago, Othello'ya
karısıyla ilgili iğrenç yalanlar söyler. Iago'nun yalan söyleyeceği,
Othello'nun aklının ucundan geçmez. Söylediklerinin doğru olup
olmadığını araştırmaz. Othello, Iago'ya duyduğu aşırı güvenin bedelini
çok ağır öder: Çok sevdiği karısını boğarak öldürür, sonra da intihar
eder.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Shakespeare'nin Othello'sundaki en acımasız karakter....Bir şeytan mı? Kitap hayır . ben sadece bir insanım....diye başlıyor. Roman, Otheloo'nun Desdemona'yı boğup, intihat ettikten sonra, başlıyor. Muhteşemmmm....
YanıtlaSil